Sil Baştan Ken Grimwood

Sil Baştan

Ken Grimwood  

Ken Grimwood'un sıradışı eseri Sil Baştan, zihninize şu soruyu kazıyor: Geçmişte yapmış olduğunuz hataları bilerek hayatınızı tekrar, tekrar ve tekrar yaşamak zorunda kalsaydınız ne yapardınız?43 yaşındaki Jeff Winston bu şansı birkaç kez elde eder. Heyecanını yitirdiği evliliği ile geleceği olmayan işi arasında sıkışıp kalmıştır ve hiç beklenmedik bir anda ölüverir. Tekrar hayata gözlerini açtığında ise takvimler 1963 yılını göstermektedir. O sabah 18 yaşında, üniversite yatakhanesinin duvarlarına bakarak uyanır. Her şey eskisi gibidir... tek bir fark dışında: Jeff geleceği avcunun içi gibi bilmektedir. Futbol ligi final maçlarından at yarışlarına kadar kimin kazanacağını, Wall Street'te köşeyi dönmek için hangi şirketlere yatırım yapmak gerektiğini... Yalnız, bilmediği bir şey vardır: Neden hayatını sil baştan yaşamak zorundadır? Sevdiği her şeyi ve herkesi kazanıp kaybetmeye daha ne kadar devam edecektir?Birçok dile çevrilen ve listeleri alt üst eden Sil Baştan hayatın karmaşık döngüsünü sorgularken hayal gücünüzü de sonuna kadar zorluyor.


  • ISBN: 9786054188239
  • Dizi: Roman Dizisi
  • Sayfa Sayısı: 370







İlham sihirli bir şeydir; üretkenliği arttırır, insanı motive eder. Ama ilham sizi beklemez. İlham anı yaşar. Eğer size gülümserse siz de anında karşılık vermelisiniz ve işe koyulmalısınız.

İhtiyacınız olan, daha fazla çalışma saati değil, daha kaliteli çalışma saatleridir.

İnsanların geçmişte yaptıklarını iddia ettikleri işleri değil, şu anda yaptıklarını değerlendirmelisiniz.

Altı aylık deneyimi olan bir aday ile altı yıllık deneyimi olan bir aday arasında şaşırtıcı derecede az fark vardır. Esas farkı adayın kendini adamışlığı, kişiliği ve zekası yaratır.

Bir şeyi çok fazla cilalarsanız, ruhunu kaybeder.

Rakiplerinize gereğinden fazla odaklanırsanız, görüşünüzü bulandırırsınız. Beyninizde sürekli başka insanların fikirleri gezinirse, yeni bir şeyler bulma ihtimaliniz gittikçe uzaklaşır.

Bir iş ne kadar uzun sürerse, o işi bitirme ihtimaliniz o kadar düşer.

Bir şey yaptığınız zaman mutlaka başka bir şey de yaparsınız. Hiçbir zaman sadece tek bir şey yapmazsınız. Her şeyin bir yan ürünü vardır. Yaratıcı ve iyi bir gözlemci olan zihinler bu yan ürünleri fark ederler ve orada fırsatlar görürler.

Pek çok amatör golfçü pahalı sopalara ihtiyacı olduğunu düşünür. Ama önemli olan vuruştur, sopa değil.

Yapabilecekleriniz vardır, yapmak istedikleriniz vardır, yapmanız gerekenler vardır. İşe yapmanız gerekenlerden başlamalısınız. Merkez üssünden başlayın.

Bir işi yarım yamalak yapacağınıza yarım bir iş yapın.

Daha içeri dalmadan nasıl çıkacağınızı düşünüyorsanız önceliklerinizi yeniden gözden geçirmeniz lazım. Bir ilişkiye başlarken nasıl ayrılacağınızı düşünür müsünüz?

Hiçbir zaman tam zamanı değildir. Her zaman “fazla genç, fazla yaşlı, fazla parasız, vs.” olacaksınız. Bir şeyi yapmak için tam zamanını beklersiniz, o şeyi asla yapamazsınız.

Fikirler ucuz ve boldur. Başlangıç fikri işin çok küçük bir kısmıdır, neredeyse ihmal edilebilir. Asıl sorun bu fikri nasıl hayata geçireceğinizdir.

Muhteşem fikriniz, gerçekten bir şeyler yapmaya başlayana kadar sadece bir fikirdir.

Kendi ihtiyacınız olan bir şey ürettiğinizde, yaptığınız işin kalitesine daha hızlı bir biçimde ve doğrudan vakıf olursunuz, aşağı yukarı bir fikir edinmekle kalmazsınız.

İşkoliklik sadece gereksiz değil, aynı zamanda aptalcadır. Daha fazla çalışmak, bir işe daha çok önem verdiğiniz ya da daha fazla iş bitireceğiniz anlamına gelmez. Sadece daha fazla çalışıyorsunuz demektir.

Planlar geçmişin geleceğe yön vermesine neden olur. Başınıza at gözlükleri takarlar. “Bu yönde ilerleyeceğiz; çünkü bu yönde ilerleyeceğiz demiştik.” Planlar doğaçlamaya aykırıdır.

Eğer bir kahin değilseniz, uzun vadeli iş planları yapmak birer fanteziden ibarettir. Plan yapmak, aslında kontrol edemeyeceğiniz şeylerin üzerinde tahakküm kurduğunuz hissi verir.

Gerçek hayat diye bir yer yok; bu sadece bir bahane. Denemekten kaçmayı makbul göstermek için kullanılan bir mazeret. Gerçek hayatın sizinle bir ilgisi yok.