Bu öyküler iki-üç kez okunmalı. Özdemir Başargan, Türk "konuk işçileri"nin çalışma koşullarını yakından tanıyor. "Konuk İşçi" olgusundan kaynaklaran düşmanlıkların az, ama yeğin ağrısını duyuyor. Kapalı kapı kayıtsızlığı, yurtsuzluğu gözlemlemiş. Onun öyküleri suçlamıyor, yargılıyor, biraz daha insanlık, biraz daha karşılıklı anlayış! O denli olanaksız mı bu? Başargan'ın öyküleri bize ayna tutar. Bu aynada kendimizi izleyelim! İngeborg Drewitz