Kimi zaman bir sahil kasabasından, kimi zaman eski bir İstanbul evinin taş döşeli avlusundan seslendi okuyucularına. Erdemi ve iyiliği anlattığı öykülerine bağımlı kıldı bizleri. Yine onun öyküleriyle Kaf Dağına doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. Emir Bey'in atlarına binip güzelleri güzeli Adiukla sevdanın ayıp olmadığı diyarlara uçuyoruz. Kaf Dağının ardındaki ölümsüzlük pınarından kana kana su içip çağlar öncesinde buluyoruz kendimizi. Kral Yinal'ın ordusunda bir savaşçı oluyoruz en çok, bir esmer kızın gözlerine takılıyor bakışlarımız, İstanbul'un kuytusunda bir eski evin öyküsünü dinlerken gözyaşları süzülüyor yanağımızdan. Yetmiş yaşında sevdaya tutulmuş bir çılgın adamı selamlayıp devam ediyoruz yolculuğa. Atlarımız kanatlanıyor, söz rüzgar oluyor, uçuyoruz Kaf Dağına...Hulusi Üstün'ün kaleminden Çerkeş öyküleri...