Haziran 1721... Paris sosyetesi, kralı ve saraylıları bir kenara bırakıp yeni bir meraka düşmüştür: III. Ahmetin XV. Louisye yolladığı elçi ve eşliğindeki heyetin iftar sofrası.
Elçi Yirmisekiz Mehmet Çelebi ve heyeti, bu ilgiye yabancı değildir. Fransaya ayak bastıkları andan itibaren, halk onları seyretmek için geçtikleri yerlere akın etmektedir.
Çelebi, Fransızların savaş meydanlarındaki izlenimler üzerinden yarattıkları Türk imgesini alt üst eder: Kültürü, yaşam tarzı, edebi bilgisi bu imgenin eksik kalan taraflarını bütünler.
Ülkemizde Batı kültürüyle tanışmada öncü kabul edilen Çelebi, Avrupada Turquerienin yolunu açmış; bu akımla modadan mimariye, müzikten resme pek çok alanda Türk tarzı ürünler verilmiştir.
18. yüzyılın kendine özgü ve duru dilinden Şevket Radonun yayına hazırladığı bu eser, Lale Devrinin kültür ve düşünce dünyasına ilk elden tanık olmamızı sağlıyor.