Şen Gönüller Diyarı

• Om Yayınevi

Şen Gönüller Diyarı, tarih boyunca, yaşamın bizzat kendisini bir güzellik ve bir zevk haline getiren Boğaziçi'nin geçmişine uzanıyor. Bu geçmişe dönüp bakıldığında o zamanların insanları bereketli denizinde balık avlamış, turkuaz denizinde kayıklarla gezmiş, gece çökünce yalnızca ay ışığının aydınlığında yüzlerce kayığın katıldığı mehtap âlemleri düzenlemiş, her derde deva sularında hem eğlenmiş hem de şifa bulmuş ve plajlarında denize girmiş. Şen Gönüller Diyarı'nı oluşturan "Boğaziçi Yazıları"nın ilk durağı; vapur sefalarının gerçekleşmesini sağlayan, Boğaz köylerini ulaşılmaz olmaktan çıkaran Şirketi Hayriye, diğer bir deyişle Boğaziçi'ne iyilik şirketi ve onun ayakta kalma macerası. Boğaz denince ilk akla gelenlerden biri balık olunca, yazılarımızın ikinci durağı "Balık ve Balıkçılık": İnsanı hayrete düşüren bereketi ve avlanan balıkçıların yaşam biçimini insanın yüzünden gülümsemeyi eksik etmeden aktaran hikâyelerle... "Mehtap Âlemleri" ise Osmanlı Devleti'nin son demlerinde, özellikle "koyu mavi gökyüzü, parlak ay ışığı ve kutsal akşam sessizliği"nde şehrin yarısının kayıklarla, suda "gümüş servi" seyrine çıkışını anlatıyor. Bu âlem akşamlarının tamamlayıcısı da tabii ki "musiki"... Şen Gönüller Diyarı "Boğaziçi'nde Eğlence", "Boğaziçi'nin Suları" ve "Boğaziçi'nin Plajları" bölümlerinde, İstanbul'un bu tarafında yaşamın ne kadar "eğlenceli" olduğunu göstermeye devam ediyor. Boğaziçi şen gönüller yatağı Her bucağı âşıkların otağı Yamaçları sanki cennetin bucağı Mehtabı hoş, güneşi hoş Boğaziçi herkesi eder sarhoş... "Boğaziçi Şarkısı" Dr. Alâeddin Yavaşça