Satranç Stefan Zweig

Satranç

Stefan Zweig  

New York’tan Buenos Aires’e giden bir yolcu gemisinde başlar Satranç. Yolcular arasında bulunan bir milyoner, dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic’e, para karşılığında satranç oynamayı önerir. İkisinin oyununu izleyen Avusturyalı Dr. B., oyun sırasında kendine hâkim olamayıp oyuna dahil olunca, Mirko Czentovic’le karşılaşması önerilir kendisine. Gestapo tarafından bir otel odasında tecrit edilen, yalnızca sorgulama için buradan çıkarılan Dr. B., bir gün rastlantı sonucu gizlice eline geçirdiği bir kitaptan bu oyunun bütün inceliklerini öğrenmiştir. Bütün oyunları ezberlemiş, kafasında yepyeni oyunlar kurmuş, hayatını satrançla doldurmuştur. Tecritte akıl sağlığını korumayı ancak böyle başarmışsa da bu uğraşı sinir krizi geçirmesini engelleyemez: Mirko Czentovic’le karşılaşmalarıyla bu gerilimli öykü doruk noktasına ulaşır.   Stefan Zweig, Satranç’ı Brezilya’da sürgündeyken kaleme almış ve Şubat 1942’deki intiharından birkaç ay önce tamamlamıştır. İnsan ruhunun karanlık labirentlerinde dolaşan bu uzun öykü, girift karakterleri ve psikolojik analizleriyle nasyonal sosyalizme ve faşizme yöneltilmiş güçlü bir eleştiridir. (Tanıtım Bülteninden)


  • ISBN: 9786050825350
  • Dizi: Roman Dizisi
  • Sayfa Sayısı: 80




Serap Sancak 14/02/2018 22:07

Ölmeden önce modern klasikler dizisine bir yenisini ve aslında sonuncusunu eklemiş Stefan Zweig. Kitap hakkında oldukça fazla olumsuz eleştiri var. Bunun nedeni ise olay örgüsünden kaynaklanıyor. Küçük yaşlarda babasını izleyerek satranç öğrenen ve bunu geliştirerek Dünya şampiyonluğuna kadar ilerleyen Mirko Czentovic’in bir gemide yolculuğu sırasında kendisiyle para karşılığı maç yapmak isteyenler oluyor. Ama esas öykü şampiyon Czentovic ile Dr. B arasında geçiyor. Çok fazla beni heyecanlandırmasa da ufak bir yolculuğum sırasında bitirmiştim. Avrupa’da ki o mücadeleyi ve kendi hislerini sembolleştirerek ifade etmiş aslında. Anlattığı dönem itibariyle de kıymetli bir eser.