Kendini Bulmak İhsan Fazlıoğlu

Kendini Bulmak

İhsan Fazlıoğlu  

İhsan Fazlıoğlu, Kendini Bulmak eserini Kendini Aramak eseri ile birlikte okuyan okurlar, bu eserde verilmek istenen mesajları daha iyi algılayacaklardır. Okurların, bu eserde yazılı olan her cümleyi çok dikkatli ve sorgulayarak okuması gerekir. Eser, içeriğinde okurların çok şaşıracağı bilgilere de sahiptir. Yazarın, kaleme aldığı yazılarının toplanmasından oluşan bu eserini tasavvufu anlamak isteyen her insan okumalıdır.İhsan Fazlıoğlu, Kendini Bulmak eserinde her insanın kendini aramasının ve bulmasının insanca yaşayabilmesi için vazgeçilmez olduğunun önemine vurgu yapmıştır. Yazara göre kendini bulan insan, her davranışında bilinçli davranarak çevresindeki diğer insanlara da örnek olan insandır. Günümüzde çağdaş olarak adlandırılan dünyamızda insanlar, sırf kendi nefislerinin istekleri doğrultusunda hareket ederek hak ve hukuk gözetmedikleri için çağdaş diye adlandırılan dünya kan kokmaya başlamıştır. Bu çağdaş dünyada kurulan sistemde insanlar, tüketime ve gösterişe yönlendirilerek mutsuzluğa itilmektedir. Çünkü çağdaş dünyada her şey ekonomik çıkara dönüşmüş ve ekonomik getirisi olmayan her şey değersiz kılındığı içinde insanın kendisini bulması imkansız hale gelmekte ve kendini bularak mutlu olamayan insan, gerekirse kendisine suni ihtiyaçlar çıkartıp çılgınca tüketerek mutlu olmaya çalışmaktadır. Yazar, eserinde çağdaş dünya insanına bu durumu fark ettirmeye çalışarak mutluluğun reçetesinin gerekli gereksiz yapılan çılgınca tüketimlerde değil, insanın iç benliğine inerek kendisini bulmasında, kendi var oluş amacına uygun olan kişilik ve karakteri doğrultusunda yaşamasında ve var olma nedenini düşünerek hayata yeni bir anlam yüklemesinde saklı olduğunu vurgulamaktadır.İhsan Fazlıoğlu, Kendini Bulmak eserinde insanın Allah (c.c) ile olan bağını sağlamlaştırarak, iyiye ve güzele hizmet ettiği, kötülükten, dedikodudan, gıybetten ise kaçındığı sürece huzur içerisinde yaşayabileceğinin mesajını okurlarına veriyor. Yazar, eserinde günümüzde insanlara unutturulmaya çalışılan daha doğrusu unutturulan ölümün insanoğlu için kaçınılmaz bir son olduğunu ve insanın ancak hayat ile ölümü birlikte idrak ettiği sürece hem bu dünyasına hem de ahiretine hizmet edebileceğini vurgulayarak insanları uyarıyor.(Tanıtım Bülteninden)


  • ISBN: 9786051608570
  • Sayfa Sayısı: 244







Beşerin doğası var iken insanın doğası yoktur; çünkü insan verili bir yapı değildir; sürekli oluşan bir süreçtir. Bu süreci insanın fıtratı belirler; insanın fıtratı da imkân dahilindeki (terbiye ve tâlim edilmemiş) mücerred akıldır.

Hatta tasavvufi kültürde, "haddini bilmenin" İslam'ın altıncı şartı olduğu vurgulanır.

Zira metafizik olmadan düşünce üretilemez. Bir metafizik var mı? Yok ise inancımız halk seviyesinde mitolojik, okumuşlar nezdinde ise psikolojiktir.

Aklın ibâdeti ise tefekkürdür; ibadet yani kulluk... Bu nedenledir ki, tanınmış Osmanlı düşünürü Taşköprülü-zade, "İlim aklın ibadetidir." demektedir.

İnsanın en büyük emâneti yine kendidir; çünkü insan, kendine emânettir; kendine emânet edilmiştir.