Akıldışı Ama Öngörülebilir Dan Ariely

Akıldışı Ama Öngörülebilir

Dan Ariely   Asiye Hekimoğlu Gül  

Para hakkında nasıl düşünüyoruz?Bankerlerin ekonomiyi gözden kaçırmasının nedeni neydi? İnsanların bankalara aşırı borçlanmasının nedeni neydi? Kararlarımızı yönlendiren akıldışı kuvvetler nelerdir?Kendimizi ekonomik çıkmazlardan nasıl kurtarabiliriz?New York Times ve Wall Street Journal listelerinde uzun süre birinci sırada yer alan Akıldışı Ama Öngörülebilir'in gözden geçirilmiş ve genişletilmiş bu baskısında, Duke Üniversitesi öğretim üyelerinden davranışsal iktisatçı Dan Ariely, hem mevcut ekonomik krizin temel nedenlerinden bazılarını hem de kararlarımızı şekillendiren gizli kuvvetleri araştırıyor.Sıkça rastlanan olayları ve zekice deneyleri çığır açıcı analizlerle harmanlayan Ariely, beklentilerin, duyguların, sosyal normların ve gözle görülemeyen görünüşte mantıksız diğer kuvvetlerin akıl yürütme becerilerimizi nasıl çarpıttığını gösteriyor. Kişisel, ulusal ve küresel politikaları planlarken geleneksel iktisat teorilerine bel bağlamamızın tehlikeli olabileceğini açıklıyor. Bireysel ya da kurumsal olarak yaptığımız hatalar hiçbir zaman rasgele değildir ve bir araya geldiklerinde piyasada yıkıcı sonuçları olan bir etki oluşturabilirler. Bu sistematik ve öngörülebilir hataların sonuçları, ilk kez mevcut küresel ekonomik krizin ışığı altında açıklanıyor.


  • ISBN: 9786055655396
  • Dizi: İş - Yönetim Dizisi
  • Sayfa Sayısı: 428
  • Boyut: 14 x 22 cm







İnsanların yiyecek ve içecek siparişi verirken iki amacı var gibidir: en çok zevk alacakları şeyi ısmarlamak ve arkadaşlarının gözünde olumlu bir izlenim uyandırmak.

Bir şey için ne kadar çok emek sarf ederseniz, ona yönelik daha fazla sahiplik hissetmeye başlarsınız.

İnsanın doğasında bulunan üç akıldışı tuhaflık; 1- Halihazır sahip olduğumuz şeye aşık olmamız. 2- Kazanabileceklerimizden ziyade kaybedeceklerimize odaklanmamız. 3- Yapılan alışverişe diğer insanların da bizim gözümüzden baktığını zannetmemiz.

Çalışma ve serbest zaman arasındaki ayrım bulanıklaşmakta. İşyerini yürütenler evimize giderken ve duş alırken bile bizden işi düşünmemizi istiyorlar. İşyeri ile ev arasındaki boşlukta köprü oluşturmak için bizlere dizüstü bilgisayarlar, cep telefonları ve Blackberry’ler veriyorlar.

İki cent ile bir cent arasındaki fark küçüktür. Ancak bir cent ile sıfır cent arasındaki fark çok büyüktür.

Birinin bir şeyi çok istemesini sağlamak için tek yapılması gereken o şeyin elde edilmesini zorlaştırmaktır.

Ne kadar çok şeyimiz olursa, o kadar çok şey isteriz. Ve tek çare izafiyet döngüsünü kırmaktır.

İnsanların çoğu bir şeyi bağlam içerisinde görmediği sürece ne istediğini bilmez. Yaşamlarımızda ne yapmak istediğimizi bile bilmeyiz – tamı tamına yapmayı düşündüğümüz şeyi yapan bir akrabaya ya da arkadaşa rastlayıncaya kadar.