Türkiye'nin birinci meselesi bürokrasiyi önlemek, hiç olmazsa hafifletmektedir. Bürokrasi, bir yönüyle eski aydınların "kırtasiyecilik", halkın ise yana yana: "Bugün git yarın gel" diye alaya aldığı zihniyettir. Her türlü okumuş kişiye güvensizlikle bakan halkımız "Allah hükûmet kapısına düşürmesin" veya "Allah, dert verip hekime, dâvâ verip hâkime baktırmasın" derken yine bu köhne bürokrasinin şerrinden Allah'a sığınmaktadır. Bürokrasi, yorgun idarelerin sığındığı bir hantallık siperidir. Yaratma gücü olmayan üst makamlar, çevrelerine bir örümcek ağı örerler: İşte bu bürokrasidir. Örümcek ağı örmek, hem iş yapar görünüp göz boyamaktır, hem de ağa düşen nesneleri keyifli keyifli yutmaktır.