Semiramis Sultan'ın Gözünden Şenlik BİLİNMEYEN

Semiramis Sultan'ın Gözünden Şenlik

BİLİNMEYEN  

"Nakkaş Osman'ın Surnâme-i Humayûn adlı eserindeki minyatürleri gördüğümde: 'keşke benim de önümden her türlü mezhepte, meslekte, kıyafette, eski dünyanın her türlü coğrafyasından insan neşe içinde geçse' diye düşündüm. Dedemin hattatlığı ve yirmi yıldır yaşadığım Hollanda’nın mucizevi resim geleneği, 21. yüzyıl başının ‘kültür savaşları’nın karanlığında bende düşsel bir âlemin seyr-i geçidinin başlangıcı oldu. Her şey yeni dünyaları düşlemekle başlamaz mı zaten?" diyor Semiramis. Basından (...) Türkiye'de çok az kurum, gerçekten tutarlı bir çizgiyi sürdürebilecek kadar 'kurumsallaşabiliyor', bu da işin ayrı bir yönü. Siyah Kalem, Zeki Faik, Beuys derken Kazım Taşkent Sanat Galerisi'nde iki haftalık bir süre için açılan Semiramis adında bir ressamın 'Sultan'ın Gözünden Şenlik' başlıklı sergisi, bu bağlamda dikkat çekici bir etkinlik seçimi. Büyük bir merakla izlemeye gittim: fakat yazık ki serginin en ilginç yönünün, bu mekânda sergilenmesi olduğunda karar kıldım. "1983'ten bu yana Hollanda büyük resim geleneği içinde yaşayan ve bu estetik gelenekten etkiler aldığı" söylenen ressamın, "Doğu ve Batı ikonlarından, kültür paradigmalarından kendince bir sentez yarattığı" söylenen resimlerinin hevesli bir amatörlükle örülmüş yapay gerçeküstücü atmosferinin ne paradigmalarına ne de keyfine varabildim. Sözgelimi bir İsmail Acar'ın büyük ressam sayıldığı çevrelerde Semiramis de yoğun ilgi görebilir: Fakat Doğu-Batı meselesini bir şablona dönüştürmek, Doğu'ya ait simgeleri birer klişe halinde resmetmek, gerçekte ne kadar önemli bir marifettir? Resimlerinin arka planında manzaraya yer vermek ya da ince işçiliğe dayalı ayrıntıcı bir çizim tekniği benimsemiş olmak ise, büyük Hollanda resim geleneğini ve Doğu minyatürlerini özümsemiş olmak anlamına gelmez. Semiramis'in resimlerinin yalnızca biçimsel değil, psikolojik anlamdaki yüzeysel etkisi, belki de bundandır. Gerçi bu imgeleri hiç kuşkusuz büyük bir resim sevgisiyle, bir emekle üretmiş olan ressama bir diyeceğimiz yok: sanatçının, hep bir üst kulvara geçmek istemesi doğaldır. Genellikle direnen, kurumlardır. Çünkü kurumlar da tıpkı onlar aracılığıyla prestij kazanan sanatçılar gibi, yapıtlarını sergiledikleri sanatçılar aracılığıyla prestij kazandıklarının bilincindedirler. (...) - AHU ANTMEN, Radikal


  • Dizi: Sanat Dizisi
  • Sayfa Sayısı: 140
  • Boyut: 23cm x 29cm