Küme küme bulutların arasından aşağıya inişe geçtiğimiz sırada New York birden altımızda belirdi. New York! Dünyanın en heyecan verici kenti; yalnızca hakkında yazılanları okuduğum, söylenenleri duyduğum ve dergilerde resimlerini gördüğüm kent. Pencereden bakarken soluğumu tutuyordum. Gökdelenler hiç bitmemecesine uzayıp gidiyor, düşleyebileceğim her şeyi gerilerde bırakıyordu. Hostes bize kemerlerimizi bağlamamızı ve koltuklarımızın arkasını doğrultmamızı söylemişti. Sigaraların söndürülmesi için yolcuları uyaran ışıklı sinyal yandığında kalbim o kadar gürültülü atmaya başladı ki, yanımdaki tatlı yüzlü yaşlı hanımın duyacağını sandım. Zaten o da bana, kalbimin atışlarını duymuş gibi gülümsedi. (Kitabın Girişinden)