İstanbul Vapurları Ahmet Güleryüz

İstanbul Vapurları

Ahmet Güleryüz  

Karadeniz'den Marmara'ya uzanan Boğaziçi ve 'Altın Boynuz' lakabını taşıyan Haliç ile İstanbul, hem bir deniz kenti hem de ülkenin önemli bir limanı olma özelliğini taşırken, binlerce yıllık geçmişi boyunca giderek büyüdü, gelişti ve kalabalıklaştı. Bu gelişme ve kalabalıklaşma, kenti üçe, dörde ve hatta beşe bölen su yolları ile kentin sakinleri, yani İstanbullular için zaman zaman bir engel oluşturdu ve sonuçta geçmişi yüzlerce yıla dayanan bir ulaşım geleneğinin doğmasını sağladı 'Kent için deniz ulaşımı'. Yüz yıllar boyunca o günün deniz araçları ile çoğunlukla da herhangi bir örgütlenmeden yoksun olarak İstanbullular kent içinde deniz yoluyla bir yerden bir yere ulaştılar. Bu ulaşım yönteminde ilk ciddi uygulama 1841 yılında kurulan Şirket-i Hayriye ile boğaziçi'nde başladı. Haliç kıyısındaki iskeleler arası ulaşım 1855 tarihinde kurulan 'Haliç Vapurculuk İşletmesi' ile düzenli bir şekilde sağlanıyordu, ancak kentin, başta Haydarpaşa ve Kadıköy olmak üzere Anadolu yakası, adalar ve batıda Yeşilköy'e kadar olan çevre sahillerinin de önemli ulaşım gereksinimi vardı. Biz bu çalışmamızda, geçmişi 18. yüzyıla kadar dayanan ve Osmanlı İmparatorluğu'nun deniz ulaşımı konusundaki örgütlenmesi değil, İstanbullular'ın kent içi ulaşımında önemli bir gelenek oluşturan, eski adıyla 'Sevahil-i Mücavere' yani, onları yakın sahillere ulaştıran gemileri, tek tek biçimleri özellikleri ve kısa hayat öyküleri ile inceleyip sunmaya çalışıyoruz.


  • Dizi: Edebiyat Dışı Dizisi
  • Sayfa Sayısı: 244
  • Boyut: 34x24cm