Şeker Portakalı

Şeker Portakalı (yazarın çocukluğuna dayanılarak yazılmış) Rio De Janerio'da geçen otobiyografik bir roman. Kitap, hayatının büyük bir bölümünü hayal gücüyle yaşayan, yaramaz bir çocuk olan beş yaşında ki Zeze'yi anlatıyor. Zeze, hayatta kalan yedi kardeşinin en küçüğü. Ailesiyle Rio'da genellikle yoksul olan bir bölgede, Bangu'da yaşıyor. Zeze ailesi tarafından fiziksel şiddete maruz kalıyor ve hatta öyle ki kitapta bir bölümde ''İki Unutulmaz Dayak'' başlığı vardı. Ailesi maddi sorunlardan dolayı bir başka eve taşınıyor ve yeni evi arka bahçesinde ise bir portakal ağacı bulunuyor. Bu ağaç Zeze'ye arkadaşlık ediyor ve küçük kardeşi Luis ile birlikte etrafında oyunlar oynuyorlar ve çok eğleniyorlar. Zeze bu portakal ağacını öyle benimsiyor ki, düşüncelerini dinlediğine ve hatta portakal ağacının ona yanıt verdiğine inanmaya başlıyor. Yazar, zorlu koşullarda Zeze'nin sıkıntılarını ve yaratıcı başa çıkma stratejilerini aktarıyor. Başta çocuklar için yazılmış bir kitap olsa da, hem çocukluğun masumiyetini hem de kaderin acıması darbelerini keşfederek her iki kitleden okunabilmeyi başaran bir kitap. Şeker Portakalı aynı zamanda hayatın bir çocuk gözünden mükkemmel görünümüdür.

En yakın arkadaşı şeker portakalı olan Zeze’nin hikayesini anlatıyor. Okurken gözlerimin dolduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Küçük Zeze hayatın zorluklarıyla erken tanışmış. Onun yaramazlıklarına dahi tahammül edemeyen ailesiyle yaşıyor. Çocukluğunu bile doya doya yaşayamadan şiddetle büyüyen ve bunun yanında maddi zorluklar içinde büyümeye çalışan küçük Zeze beni fazlasıyla duygulandırdı. Zeze ne hissederse sanki bende onunla birlikte hissettim. Her ne kadar çocuk kitabı olsa da biz yetişkinlerinde alabileceği birçok şey var. Zeze’yi anlamak ve yaşamak için mutlaka okumalı.