Düşünce Seti (4 Kitap Takım)

Noam Chomsky   Immanuel Wallerstein   Marshall Sahlins  

• Kampanya Setleri

ABD'nin geliştirdiği "düşük yoğunluklu savaş" ya da "düşük yoğunluklu çatışma" ("Low-Intenstiy Warfare", ya da "Low-Intensity Conflict") esas olarak Üçüncü Dünya ülkeleriyle ilgilidir. Orta Avrupa çatışma alanının ABD tarafından bir süre sözde ya da gerçekte abartılmasından sonra, ABD'nin kendi askeri güçlerini yeniden Üçüncü Dünya'da kullanıma hazırlamasına hizmet etmesi amaçlanmaktadır bu konsept ile. Burada sözkonusu olan, ağırlıkla (Kore ve Vietnam'daki gibi) kendi birlikleriyle daha büyük, doğrudan askeri müdahaleler değil, politik-ekonomik-askeri genel müdahalelerdir. Bu yeni ABD perspektifine göre, bu müdahaleler; açık, konvansiyonel veya nükleer bir savaşın düzeyinin altında olmalı ve askeri fetihten çok daha güçlü bir biçimde gelişmekte olan bir ülkenin toplumsal ve politik ilişkilerinin stabilizasyonunu ve kontrolünü hedeflemelidir..." "1989 sonrasında Doğu Avrupa ve Sovyetler Birliğin'de yaşanan siyasal çöküş, Varşova Paktı'nın dağılması, NATO'nun işlevini iyice tartışma alanına soktu. Almanya'nın birliğinin sağlanmasından sonra, Federal Alman ordusunun çalışma alanını rahatlatan anayasal düzenlemeler yapıldı, sistemin "çıkarları" için, ortak müdahalelere katılabilme olanağı yaratıldı. Bunun örnekleri Irak'a karşı yürütülen Körfez Savaşı sırasında ve Bosna-Hersek'teki savaşa yönelik NATO müdahalesi sırasında yaşandı. 80'li yılları kaplayan NATO'nun harekât alanının genişletilmesi tartışmaları, 1990'da patlak veren Körfez Savaşı sırasında yaşama geçirildi. Almanya, birlikten sonra elinde kalan Doğu Alman silahlarını dünyadaki "düşük yoğunluklu çatışma" alanlarına aktardı. Bunlar arasında ilan edilmemiş bir savaşın sürdüğü Türkiye de vardı.