Sabahattin Ali bu kitabı askerdeyken yazmış. 1943'te ilk çıktığında aslında hiçte ilgi çekmemiş. Sadece bir aşk hikayesi olarak yorumlanmış çünkü zamanında. Şu anda büyük övgüler alan kitap ülkemizde en çok satanlar arasında. Hatta yedi dilde(İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça, Hırvatça, Arapça, Arnavutça) basımı yapıldı. Hikaye 1930'da Ankara'da başlıyor. Hikayenin dokusu her ne kadar eski gibi görünse de insanların değişmeyen özelliklerini işlemiş. Ana karakter Raif bey, yirmi beş yaşında sessiz, kendi halinde, çocukluğundan beri edebiyat ve sanatla ilgilenen içe kapanık biridir. Birde Raif Efendi'nin iş arkadaşı Rasim bey var. Maria Puder ise kitabın gizemli ve güçlü kadınıdır. Kitapta Raif Efendi'nin iç dünyası anlatılıyor. Babası Raif Efendi'yi sabunculuk öğrenmesi için Berlin'e gönderiyor. Ama Raif Efendi bunun yerine sanata olan ilgisinden dolayı müzelere ve resim galerilerine gitmeyi tercih ediyor. Sonra bir gün bir tablodan çok etkileniyor ve günlerce o tabloyu görmek için galerinin eşiğini aşındırıyor. Bir gün tablonun sahibi olan Maria Puder ile tanışıyor ve o an ona aşık oluyor. Raif Efendi ile Maria Puder birbirleri için artık aradıkları o insan oluyorlar. İşte bu noktada basit bir aşk hikayesi olmaktan çıkıp, ''büyük hikaye'' ye dönüşüyor.
Avinash Oct 4, 2016 at 9:30 PM
Cras sit amet nibh libero, in gravida nulla. Nulla vel metus scelerisque ante sollicitudin commodo. Cras purus odio, vestibulum in vulputate at, tempus viverra turpis. Fusce condimentum nunc ac nisi vulputate fringilla. Donec lacinia congue felis in faucibus.Aygun Oct 4, 2016 at 10:30 PM
Cras sit amet nibh libero, in gravida nulla. Nulla vel metus scelerisque ante sollicitudin commodo. Cras purus odio, vestibulum in vulputate at, tempus viverra turpis. Fusce condimentum nunc ac nisi vulputate fringilla. Donec lacinia congue felis in faucibus.