İhsan Fazlıoğlu

İhsan Fazlıoğlu hakkında


Beşerin doğası var iken insanın doğası yoktur; çünkü insan verili bir yapı değildir; sürekli oluşan bir süreçtir. Bu süreci insanın fıtratı belirler; insanın fıtratı da imkân dahilindeki (terbiye ve tâlim edilmemiş) mücerred akıldır.

Hatta tasavvufi kültürde, "haddini bilmenin" İslam'ın altıncı şartı olduğu vurgulanır.

Zira metafizik olmadan düşünce üretilemez. Bir metafizik var mı? Yok ise inancımız halk seviyesinde mitolojik, okumuşlar nezdinde ise psikolojiktir.

Aklın ibâdeti ise tefekkürdür; ibadet yani kulluk... Bu nedenledir ki, tanınmış Osmanlı düşünürü Taşköprülü-zade, "İlim aklın ibadetidir." demektedir.

İnsanın en büyük emâneti yine kendidir; çünkü insan, kendine emânettir; kendine emânet edilmiştir.

Bir insanın yeryüzünde başına gelebilecek en büyük musibet anlamlandırma yetisini kaybetmesidir.

Elbette geçmişi olmayan şimdi anlamsızdır; şimdisiz geçmiş ise bulanık.

İnsan ancak bilgi ve adaletin hakim olduğu (nizam) bir alemde saadeti yakalayacaktır. Çünkü mülk 'küfr' üzre baki kalır, 'zulm' üzre baki kalmaz; ancak her iki halde de temelinde bilginin olmadığı, seyrinde bilginin bulunmadığı aleme nizam uğramaz.

Acılar zekâyı biler; hüzün duyguları derinleştirir.

Evet! Fark, fark etmekle başlar; ancak her fark ediş, bir fark edenin bir şeyi fark edişidir.

Terbiyenin en üst amacı kalbi selim, talimin en üst amacı akli selim, edebin en üst amacı zevki selimdir. Bu üç selime sahip kişi zarif kişidir.

Aklın tehareti ahlaktır.

''Alaaddin ve Sihirli Lambası'' hemen herkesin bildiği bir masaldır. Bu masalın işaret ettiği bir hakikat vardır: İnsanların istekleri sonsuzdur!

Tefekkürün sonucu fikir, tedebbürün sonucu tedbirdir.