Sessiz Kahramanlar Wolfgang Ott

Sessiz Kahramanlar

Wolfgang Ott  

"Bu eser kendi alanında ortaya konulmuş bir başyapıt, Conrad ve Jack London'ın en gaddar ve zorlayıcı hikâyeleri ile yarışan bir destandır." The Washington Post "Savaşın korkunçluklarını ve Alman Deniz Kuvvetleri'nin hayal bile edilemeyen disiplininin şiddetini acımasız bir şekilde ortaya koyan bir anlatı." The New York Times "The Caine Mutiny'e oluşturulmuş olan Almanca bir muadil." Frederic Morton "Şu ana kadar mevcut olan hiçbir romanın yansıtamadığı kadar güçlü savaş karşıtlığını yansıtan bir öykü." Time "Bu eser savaş döneminde yaşanmış olan deniz kuvvetleri olaylarına dair uzlaşmaz, canlı ve değiştirilmemiş bir hesaplaşmadır." The TimesLiterary Supplement 1950'li yıllarda ilk yayımlandığında ilgi gören ve alkış alan bu eser, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi denizaltında görev yapan 17 yaşında genç bir Alman deniz subayın şiddet dolu tecrübelerinin büyük bir dürüstlükle anlatıldığı otobiyografik bir yapıttır. Wolfgang Ott, ana dili olan Almancada pek çok kitap yayımlamıştır. Ancak ilk romanı Sessiz Kahramanlar, orijinal yayının üzerine bir karşıtlık fırtınası estirmiştir. (...) Sancak tarafındaki kolonun dışında iki büyük tanker görüldü. Bu alışılagelmiş bir şey değildi; kural olarak en değerli gemiler korunmak üzere ortada tutulurdu. Fakat sonra kaptan tankerlerin her zaman durdukları yerde bir uçak gemisi olduğunu keşfetti. Uçak gemisine yaklaşmak gibi bir şansları yoktu. "Tankerleri ve arkalarındaki iki gemiyi hedef alıyoruz." "Hay hay efendim." "Köprünün ön kenarına hedef al. Eğer istersen ortasını da düşünebilirsin." "Hay hay efendim." "Görüşün net mi?" "Evet efendim." "TBT lensleri temiz mi?" "Evet efendim." "Kaç derece dönmek gerekiyor?" "Yaklaşık yirmi." "Güzel. Döndürüyorum. Dikkat et geçmesinler." Sonra kuledeki dümenciye doğru bağırdı: "İskele on. Sancak makine yarım yol ileri. Liman makine pek ağır yol." Torpiller sessizce tüplerden ayrıldılar. "Birden dörde kadar olan tüpler elektrik gücüyle ateşlendi." "Beş numaralı tüpü hazırla." diye emretti ikinci kaptan. "Beş numaralı tüp hazır." "Teşekkür ederim." dedi ikinci kaptan. "Dönüyorum. Nişan atışı için çok geç. Ve o balıklardan biri yetmiş bin mark değerinde." "Evet efendim." Denizaltı dik açıyla konvoya doğru döndü. İlk patlama duyulduğunda kuledeki dümenci yeni rotayı bildiriyordu. İlk tankerden bir kolon su yükseldi. Gayzer düşmeden hemen önce ikinci bir patlama oldu ve düzenli aralıklarla son iki torpil gemileri ön pupadan vurdu. İlk tanker bir volkan gibi, yanan benzin fışkırtarak patladı. İkinci tanker de yanmaya başladı ve yakıtını denize yayarak karton gibi ikiye ayrıldı. Birkaç saniye sonra fokurdayan ve köpüren benzin dışında her şey hareketsizdi. Köprüdeki denizciler havadaki oksijenle etkileşime geçtikten sonra benzin kabarcıklarının ağır ağır patladığını ve alev aldığını duyabiliyorlardı. Sonra havai fişekleri atılmaya başlandı. Gemiler havaya kırmızı işaret fişekleri fırlattılar, sonra da siren sesleri duyuldu. Destroyerler yeşil işaret fişekleri ve daha yüksek sesle yankılanan sirenlerle karşılık verdiler ve projektörleriyle birlikte denizi taramaya başladılar. Şimdi birbirlerine sinyaller gönderen üç destroyer vardı. Oradan, buradan gemilerden birinden bir roket çıkıyordu. Noel arifesi gibiydi, arka planda kuzeyden gelen ışıklarla birlikte etkileyici bir görüntü ortaya çıkmıştı. Birkaç dakika sonra konvoyun sol kolonundan üç veya dört patlama daha duyuldu. Sesler diğer denizaltılardan geliyordu.


  • Dizi: Yayınevi Genel Dizisi
  • Sayfa Sayısı: 510
  • Boyut: 14 x 21 cm

Sessiz Kahramanlar ile ilgili kitaplar