Bir Kutu Daha Murathan Mungan

Bir Kutu Daha

Murathan Mungan  

Kendime ve okura verilmiş bir söz gibi, "Eğer bu kitaptaki yazıları severseniz ya da sizi yeni tartışmalara kışkırtmayı başarırsa, bu kitaptaki yazıların birçoğunun tamamlayıcısı, sürdürücüsü olduğunu düşündüğüm yeni yazılardan belki Bir Kutu Daha..." demiştim bir öncekinde. Murathan Mungan 2000 yılında kültür sanat sorunları üzerine yazdığı düzyazılarını Meskalin 60 draje adıyla biraraya getirmişti. Kitabın prospektüsünu bitirirken, “Eğer bu kitaptaki yazıları severseniz ya da sizi yeni tartışmalara kışkırtmayı başarırsa, bu kitaptaki yazıların birçoğunun tamamlayıcısı, sürdürücüsü olduğunu düşündüğüm yeni yazılardan belki Bir Kutu Daha…” diyordu. İşte o kutu şimdi geliyor... İçindekiler Prospektüs Baroja'nın Penceresi Öfkenin Grameri Bir Sonbahar Bilgisi Olarak Yaşlılık Gestus Yazarların Yatak Odası Hava Nasıl Oralarda? Anlatmanın Stratejisi Türk Halkını Mahveden Şeylerden Biri Olarak Kafiye Merakı Hayatımızı Karartan Klişeler Teşekkürü Borç Bilmeyin, Başarılarınızın Devamını Dilemeyin... Walter Benjamin Enhanced Remix Walter Benjamin Club Mix Walter Benjamin Extended Remix Suç ve Gerilim Geçmişi "Cover"lamak Balthus'ün "Anılar"ı Nedeniyle Ses, Ego ve Öfke Marlboro ve Fors 1500! Deliliğin Sularında Yazının Aynasında Parça Süreli yayınlarda yayımlanmış çeşitli yazıları günün birinde bir kitapta toplarken gözettiğim kurallardan, ölçülerden; dikkate aldığım yazınsal değerlerden, bu konudaki sancılarımdan önceki kitaplarıma yazdığım önsözlerde etraflıca söz ettim; yazarlığımın ve bu çeşit denemelerimin devam ettiği düşünülürse, her kitabın başında bunlara yeniden dönmenin bir anlamı olduğunu sanmıyorum. Bu açıdan bakılacak olursa, bir bakıma bu kitabın önsözü için de söyleyecek fazla bir şey yok. Kitap hemen anlaşılacağı gibi, daha önce 2000 Temmuzunda yayımlanmış olan Meskalin adlı kitabımla bir süreklilik göstermektedir ve tıpkı onun önsözünde dendiği gibi, "kültür-sanat sorunları ve gündelik hayat üzerine yazılmış deneme kıvamında, daha çok gündeliğe dönük bir tutum izleyen yazılardan" oluşmaktadır. Bir farkla ki, o, çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış uzunlu-kısalı yazıları bir araya getirirken, bu kitap yalnızca, izleksel olarak kendi içinde bir süreklilik gösteren, oylumları birbirine yakın dergi yazılarını içermektedir. Kitap içinde yol aldıkça görüleceği gibi, çoğu gündelik gözlemlerden, kişisel deneyimlerden beslenen bu yazılar, "kültürel sosyolojik" denebilecek bir dikkat ve takip esası üzerine kurulmuş olup, her seferinde sanatın, kültürün gündelik hayatla bağlarını yeniden gözden geçirerek, birbiriyle ilintisiz görünen olaylar ve durumlar arasında kurduğum ilişkiler için bir çerçeve sunmaya çalışmaktadır. Edebiyatın yanı sıra, tiyatro, sinema, müzik ve diğer sanatsal disiplinlerden, bunların iç içe geçtiği çağımıza özgü yeni oluşumlardan seçilmiş örnekler etrafında çatılan söz konusu bu yazıları kitaba alırken, tümünü yeniden gözden geçirip irili ufaklı düzeltmeler yaptım. Deneme yazılarından beklendiği gibi, bu yazılardaki temel yaklaşımın, içerdiği örneklemelerin, verdiği ipuçlarının zengin çağrışımlara yol açarak, okuru çeşitli zihinsel yolculuklara çıkarmasını; onlara yeni düşünceler esinlemesini; yeni sorulara kışkırtmasını; taze bakışlar, yeni yaklaşımlar kazandırmasını dilerim. Bazen bir şeyi yazmakla da tüketemezsiniz. Yazıldıktan sonra bile içinizde süren sözlerle zenginleşir, derinleşir dururlar. Nice söylediğiniz halde, hiç yazmamış gibi hissedersiniz kendinizi. Çünkü, tükenmeleri için başkalarının hayatlarına karışmaları, onları başkalarının da tüketmesi gerekir. Oysa özellikle ülkemizde sorunlar "müzmindir". Yıllardır süren "uzatmalı gerçeklerle" yaşamak zorundayızdır. Birçok yazarın kendini tekrar etmesi, ülkenin kendini tekrar etmesiyle ilgilidir. Bakarsınız, sizden üç kuşak öncesi yazarların yazdıkları gerçekler, sizin malzemeniz olmaya devam ediyordur hâlâ. Toplumumuzda yazı az okunan bir şeydir zaten. Okunduğu durumlarda bile, başkalarına işleyeceği kuşkuludur. Başkalarının gerçeğine yaban duran yazı, size de yabancılaşır zamanla. Hiç yazmamış gibi olmanız bundandır. Gene de yazının cinleri peşinizi bırakmaz. Her kitap kendi döngüsünü tamamlarken, yeni düşünceler esinler; yeni yazılara, yeni kitaplara neden olur. Benim için bu sefer de öyle oldu. Yazmakta olduğum ve aynı konuları bir kez daha ele aldıkları için, bu kitaptaki yazıların kardeşi sayılabilecek "Walter Benjamin Total Mix", "Yaşlılığın Tekrarları" gibi yazıları içerdikleri polemik tonu nedeniyle bu kitaba almak istemedim. Bu ve benzeri yazıları elinizdeki kitabın son yazısı, "Yazının Aynasında"yı okuduğunuzda anlayacağınız duyguların beslediği bir süreklilik anlayışı ve ihtiyacıyla ileride yayımlayacağım "Çift Dikiş Yazılar" adlı kitapta yer alacaklar. Bu kitabı okurken görebileceğiniz gibi, "yatay hız-dikey örgütlenme" bağlamında hız ve politika arasında kurduğum ilişki kimi yazılarda kendini tekrar ediyor. "Kötülük" izleği çevresinde söz alırken verdiğim örneklerde de bir tekrar görüyorum. Aristoteles'in Poetica kitabında "Komedya" ile "dram" ayrımı bağlamında verdiği temel örnek benim için kilit önem taşıdığından, bu örnekteki benzetmeyi birçok durumda yeniden dile getirmekten çekinmemişim. Her seferinde konunun içeriğine uygun olarak tazeleme gereği duyduğum bu ve benzeri örnekleri, yazıları kitaplaştırırken, seyreltme yoluna gitmedim. Böylelikle, yalnızca yazının içinde değil, yazılar arasında da bir bakış sürekliliğini, yaklaşım tutarlılığını korumayı amaçladım; verdiğim örnekleri ya da yaptığım benzetmeleri okur zihninde sağlamlaştırmak istedim. "Kültür sanat sorunları üzerine 'kafa açıcı' ya da duruma göre 'kafa yapıcı' olmasını arzuladığım ve amaçladığım bu yazıları, eğlenceli olsun diye bu başlık altında toplamak istedim. 'Meskalin' adı, kitabı var ederken metafor değerinde bir simge oldu," diyorum önceki kitabın prospektüsünde. Umarım dilediğim ve her iki anlamıyla da "eylediğim", bu kitap için de geçerlidir. Kendime ve okura verilmiş bir söz gibi, "Eğer, bu kitaptaki yazıları severseniz ya da sizi yeni tartışmalara kışkırtmayı başarırsa, bu kitaptaki yazıların birçoğunun tamamlayıcısı, sürdürücüsü olduğunu düşündüğüm yeni yazılardan belki 'Bir Kutu Daha'"... demiştim bir öncekinde. Bu sözü bu kitap için yinelemem gerekirse, belki ileride "Son Bir Kutu Daha"...


  • Dizi: Edebiyat Dizisi
  • Sayfa Sayısı: 187
  • Boyut: 13,5x19,5







Kanayan yarasının acısına sebep, pençesini yanındakine değil, kendi etine geçiren makbuldür. Düşmanlık bile soylu ola ki, kavgana inancın gelsin.