Nietzsche Ağladığında Aysun Babacan

Nietzsche Ağladığında


Serap Sancak11/5/2017 12:29 AM

Kitap bitiyor, zaman geçiyor sonar tekrar tekrar açıp ortasından bir yerlerden okuyabiliyorsunuz. Tıpkı bize iyi gelen müziği defalarca dinlediğimiz gibi. Nietzsche Ağladığında kitabının alıntılarını sosyal medyada sıklıkla görüyoruz, ama kitabını okumayı hiç düşündürtmemişti aslında. Sona bir başladım kitaplığımın baş tacı oldu. Hasta ve doktor rollerinde olan iki adamın hikayesini anlatıyor. Bunlar Breuer ve Nietzsche tarihte yer alan önemli iki isim. Kitapta her ne kadar birbirlerine iyileştirdiklerini okusakta, aslında gerçekte karşılaştıklarına dair kesin bir bilgi yok. Bunu bir önemi de yok aslıda. Her ne kadar ortak düşünemeselerde bu iki adam konuşuyor ve evrensel sorular ve cevaplar ortaya çıkıyor. Bu kitabı anlatmaktan çok alıntılara yer vermek istiyorum. “İnsan dostunu, düşmanından daha zor affediyor.” ‘’Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır.’’ ‘’Ben ümitsizliği tedavi edemem Doktor Breuer. Onu incelerim. Ümitsizlik, özfarkındalık uğruna ödenen bir bedeldir. Yaşama derinlere inerek bakacak olursanız, ümitsizlikle her zaman karşılaşırsınız.’’ ‘’Belki de sevdiğiniz insanları düşünmektesiniz; ama daha derinlere inin… Sonunda, sevdiğinizin onlar olmadığını göreceksiniz. Siz, bu sevginin içinizde yarattığı duyguları seviyorsunuz. Siz arzuyu seviyorsunuz, arzu edilen şeyi değil.’’